Şiir

Muhteşem asırlardan parıldarken kutlu iz,
Yedi iklim, üç kıta, ummanlaşır kaç deniz,
Gök çadırın altında ilelebet kâimiz.
Güneşin ardı sıra bir mübarek akış bu,
Ebediyet aşkıyla yürekleri yakış bu.


Tarihin vadisinde yankılanır bir türkü,
Ezgideki gür seda anlatır bize Türk’ü.
Devlet-i ebed müddet altın çağlardan ülkü.
Sazımın tellerinden gönüllere bakış bu,
Güneşin ardı sıra bir mübarek akış bu.


Türk demek töre demek, töreye uyan demek,
Hakk’ın kılıcı olup, adını yayan demek,
Töremiz mucibince yürekten duyan demek.
Çağlara vura geldim sekiz köşe nakış bu,
Güneşin ardı sıra bir mübarek akış bu.


Gönlümün aynasından geçmişe bakıyorum,
Dolunay zirvelere hilalle akıyorum,
Şu kayan yıldızları göndere çakıyorum.
Hilalin yıldızlara sevdasından çakış bu,
Güneşin ardı sıra bir mübarek akış bu.


Cihad aşkı fermanla gönüllere kazılmış,
Zaferler sıra sıra Türk adıyla yazılmış,
Şanlı eserler bir bir yeryüzüne dizilmiş.
İnsanı yaşatmaya kulca boyun büküş bu,
Güneşin ardı sıra bir mübarek akış bu.

Erenlerin nefesi nal sesine karışır,
Kızılelma uğrunda nice canlar yarışır,
Duanın gücü ile bilek gücü barışır.
Şehadet beratını tam göğsüne takış bu,
Güneşin ardı sıra bir mübarek akış bu.


Binip sevda atına Hakk adını yaymışlar,
Alperenlik ruhunu hayat tarzı saymışlar,
Bazen deryada dalga bazen gökte aymışlar,
Kendini feda edip asumana çıkış bu,
Güneşin ardı sıra bir mübarek akış bu.


Süzerek güneşteki solmayan yedi rengi,
Sunmuşlar insanlığa ancak cennette dengi.
Fetih dualarıyla başlarken yürek cengi,
Rabbinin inayeti uğrunda diz çöküş bu,
Güneşin ardı sıra bir mübarek akış bu.


Hasret yüklü kilimde Türklüğün nakışı var,
Muhteşem bir mazinin, atiye akışı var,
Mahşere kadar süren şimşeğin çakışı var,
Asırlar ötesinden cezbeli bir çekiş bu,
Güneşin ardı sıra bir mübarek akış bu.

Nice yüzüncü yılı hedefleyen bu millet,
Zorlukları yenerek sonsuza varır elbet,
Gaye Hakk’ın rızası, gaye hakça adalet.
İnsanlığa hizmette alın teri döküş bu,
Güneşin ardı sıra bir mübarek akış bu.